PALMARİNA Yalıkavak,
Bodrum'un Yalıkavak mahallesinde yeralan PALMARİNA bölgenin ses getiren yapıtları arasında faaliyetlerini sürdürmektedir. Yatırımın gerçekleştiği 2012 yılından günümüze kadar popularitesini korumaya devam etmekte ve konuklarına keyifli dakikalar yaşatmaktadır.
Bodrum Gayrimenkul
Dienstag, 5. September 2017
Mittwoch, 6. August 2014
Bodrum Yalıkavak'ta deniz ve doğa manzaralı lüks villa!
Yalıkavak satilik villa merkezde 8 yaşam alanından oluşan lüks bir site içerisinde her biri 120m² 'den oluşan iki adet dubleks villa....
Dış alanda 1 bakıcı odası ve 1 misafirhanesi bulunmaktadır.
Villalara özel yüzme havuzu,
geniş bahçe alanı,
kamelya ve
barkbekü alanı,
arıtma,
jeneratör ve
4 araçlık kapalı otopark alanı mevcuttur.
Her bir villa 3 oda, 1 salon, amerikan mutfak ve 2 banyodan oluşmaktadır.
Deniz ve Palmarina manzarasına
hakimdir.
Ailenizle sevdikleriniz ile birlikte keyifli anlar..
unutulmaz lezzetler...
Denize mesafesi 100m,
Uluslararası alışveriş merkezi ve yat limanı olan Palmarinaya 150m,
Bodrum 18km,
Uluslararası Bodrum - Milas havalimanına 58km mesafededir.
Şehiriçi minibüs hatlarıyla ulaşım sorunsuzdur.
Bodrum'da Ev'lenmenin tek adresi Albatross! Zaman kaybetmeden siz de Albatross ağına katılın!
Montag, 21. Juli 2014
Dalyan Efsanesi; Kaunos & Byblis
Dalyan'ı (antik çağdaki adıyla Kaunos) gezip görmüşken, yıllarca kulaktan kulağa yayılan ve Dalyan'ın kuruluş hikayesini anlatan efsaneyi paylaşmadan geçmek istemedim.
Efsaneye göre ikiz kardeşler Kaunos ve Byblis birbirlerini çok severler.Byblis, Kaunos'a öyle büyük bir sevgiyle bağlıdır ki sevgisi kardeş sevgisini aşmaya başlar. Onu görmediği zamanlar huysuzlaşır ve huzuru kaçar Byblis'in.
Byblis artık dayanamaz hale gelmiştir. Kaunos'a bir mektup yazarak anlatır büyük sevgisini. Kaunos öğrendikleri karşısında çok üzülür ve utanç duyar bu durumdan. Kardeşinden uzaklaşmaktan başka çare olmadığına karar veren Kaunos sevdikleriyle beraber kenti terk eder. Adına kendi adını verdiği Kaunos kentine, bugünki ismiyle Dalyan bölgesine yerleşir.
Kardeşini görememenin verdiği üzüntü ve acıyla çılgına dönen Byblis, gözyaşları içinde dağlara doğru koşmaya başlar. O kadar ağalmaktadır ki, gözyaşları sel olmuştur. Öyle ki, Dalaman Çayını, Byblis'in gözyaşlarının oluşturduğu rivayet edilir.
Hayatına son vermek isteyen Byblis yüksek bir kayaya çıkar ve atar kendini aşağıya. Byblis'in bu durumuna üzülen ve ona acıyan su perileri (nympeler) Byblis'i bir pınara dönüştürürler.
Ve böylece ölümsüzleşmiştir Byblis...
Kral Miletos,Tanrı Apollon ve Girit Kralı'nın kızı Akakallis'in oğludur. Kral Miletos, Menderes nehri Tanrısı Maiandros'un kızı Kyane ile evlenir. Kaunos adında bir erkek ve Byblis adında bir kız çocuk dünyaya getirirler.
Efsaneye göre ikiz kardeşler Kaunos ve Byblis birbirlerini çok severler.Byblis, Kaunos'a öyle büyük bir sevgiyle bağlıdır ki sevgisi kardeş sevgisini aşmaya başlar. Onu görmediği zamanlar huysuzlaşır ve huzuru kaçar Byblis'in.
Byblis artık dayanamaz hale gelmiştir. Kaunos'a bir mektup yazarak anlatır büyük sevgisini. Kaunos öğrendikleri karşısında çok üzülür ve utanç duyar bu durumdan. Kardeşinden uzaklaşmaktan başka çare olmadığına karar veren Kaunos sevdikleriyle beraber kenti terk eder. Adına kendi adını verdiği Kaunos kentine, bugünki ismiyle Dalyan bölgesine yerleşir.
Kardeşini görememenin verdiği üzüntü ve acıyla çılgına dönen Byblis, gözyaşları içinde dağlara doğru koşmaya başlar. O kadar ağalmaktadır ki, gözyaşları sel olmuştur. Öyle ki, Dalaman Çayını, Byblis'in gözyaşlarının oluşturduğu rivayet edilir.
Hayatına son vermek isteyen Byblis yüksek bir kayaya çıkar ve atar kendini aşağıya. Byblis'in bu durumuna üzülen ve ona acıyan su perileri (nympeler) Byblis'i bir pınara dönüştürürler.
Ve böylece ölümsüzleşmiştir Byblis...
"Uzun, siyah çam dizilerinin arkasından kan rengi bir ay yükseliyor.
Zorlukla seçebiliyor Byblis.
Uzun gözlerini kaplayan ıslak bir zarmış gibi geliyor ona.
Ormanda sonsuz bir sessizlik uyuyor.
Kocaman bir yaş damlası var sol gözünün kenarında.
Byblis hiç ağlamadı.
Öyle inanıyor ki o ölmek üzere, ve iç çekiyor, gizemli, kutsal bir huzur hissi eşlik ediyor gibi ona.
Gözyaşı genişliyor, titriyor, büyüyor ve birdenbire düşüyor yanaklarından.
Hareket etmiyor Byblis.
Donup kalıyor gözleri, aydan önce.
Ve kabaran bir gözyaşı damlası daha beliriyor sol gözünün kenarında.
Tıpkı bir önceki gibi bu da büyüyor gitgide, kirpiklerinin üzerinden kayıyor ve düşüyor.
İki yeni gözyaşı doğuyor, iki yanan damla, yanaklarında ıslak iki çizgi bırakarak ağzının kenarına kadar ulaşıyorlar.
Acı-tatlı, zayıf bir tad bezdiriyor iyice bu ufaklığı.
Bir daha asla Cauno'nun eline dokunamayacak elleriyle.
Asla göremeyecek parıldayan gölgeli bakışlarını, sevgilisinin yüzünü, saçlarını.
Bir daha asla sıkıca sarılıp birbirlerine aynı yatakta uyuyamayacaklar.
Ormanlar unuttu onun adını.
İçinde patlak veren ümitsizlik yüzünü ellerinin arasına düşürüyor; ama durmuyor gözyaşları ve yanan yanaklarını yıkıyor.
Bunun mucizevi bir bahar olduğunu, tüm acılarını alıp götürmek için geldiğini düşünüyor Byblis, sel sularının ölü yaprakları taşıdığı gibi.
Usul usul doğuyor gözyaşları içinde onun gözlerine tırmanıyorlar, akıyorlar, taşıyorlar, yanaklarından ılık bir çarşaf gibi kayarak.
Küçük göğüslerini basıyor yaşlar ve titrek bacaklarından düşüyorlar.
Artık hissetmiyor onları daha fazla, birer birer, uzun gözkapaklarının arasında tükenmeyen sihirli bir suya, hiç durmayan tatlı bir akıntıya dönüşüyor yaşlar.
Tam bu sırada, ay ışığının uyandırdığı ebedi orman yaratıkları çıkıyor her yandan.
Ağaçların kabukları saydamlaşıyor ve nymphe'lerin silüetleri görünüyor, ormanın dört bir yanından, yaşadıkları sulardan, dağlardan,taşlardan titrek naiadlar ortaya çıkıyor.
Byblis'in etrafına toplanıyorlar, dehşet içinde sesleniyorlar ona, gözyaşlarının toprağın içinde yılankavi çizgilerle usul usul yol aldığı, gözlerinden sellerin taştığı bu çocuğa.
Ne sesler, ne adımlar, ne de gece rüzgarı, Byblis başka hiçbir şeyi duymuyor yavaş yavaş sonsuzluğa dönüştüğü bu hissin dışında.
Gözyaşlarının oluşturduğu bu selin altında, derisi pürüzsüz bir mermer beyazı haline geliyor suların yıkadığı.
Rüzgar dalgalandıramayacak saçlarını bundan sonra.
Tamamen taşlaştı artık o.
Gölgeli bir ışık görüyor bir an için hala yanından ayrılmayan.
Birdenbire o da yok oluyor titreşerek; ama taze göz yaşları akıyor gözlerinden hala.
Ve böylece Byblis bir çeşmeye dönüşüyor."
Zorlukla seçebiliyor Byblis.
Uzun gözlerini kaplayan ıslak bir zarmış gibi geliyor ona.
Ormanda sonsuz bir sessizlik uyuyor.
Kocaman bir yaş damlası var sol gözünün kenarında.
Byblis hiç ağlamadı.
Öyle inanıyor ki o ölmek üzere, ve iç çekiyor, gizemli, kutsal bir huzur hissi eşlik ediyor gibi ona.
Gözyaşı genişliyor, titriyor, büyüyor ve birdenbire düşüyor yanaklarından.
Hareket etmiyor Byblis.
Donup kalıyor gözleri, aydan önce.
Ve kabaran bir gözyaşı damlası daha beliriyor sol gözünün kenarında.
Tıpkı bir önceki gibi bu da büyüyor gitgide, kirpiklerinin üzerinden kayıyor ve düşüyor.
İki yeni gözyaşı doğuyor, iki yanan damla, yanaklarında ıslak iki çizgi bırakarak ağzının kenarına kadar ulaşıyorlar.
Acı-tatlı, zayıf bir tad bezdiriyor iyice bu ufaklığı.
Bir daha asla Cauno'nun eline dokunamayacak elleriyle.
Asla göremeyecek parıldayan gölgeli bakışlarını, sevgilisinin yüzünü, saçlarını.
Bir daha asla sıkıca sarılıp birbirlerine aynı yatakta uyuyamayacaklar.
Ormanlar unuttu onun adını.
İçinde patlak veren ümitsizlik yüzünü ellerinin arasına düşürüyor; ama durmuyor gözyaşları ve yanan yanaklarını yıkıyor.
Bunun mucizevi bir bahar olduğunu, tüm acılarını alıp götürmek için geldiğini düşünüyor Byblis, sel sularının ölü yaprakları taşıdığı gibi.
Usul usul doğuyor gözyaşları içinde onun gözlerine tırmanıyorlar, akıyorlar, taşıyorlar, yanaklarından ılık bir çarşaf gibi kayarak.
Küçük göğüslerini basıyor yaşlar ve titrek bacaklarından düşüyorlar.
Artık hissetmiyor onları daha fazla, birer birer, uzun gözkapaklarının arasında tükenmeyen sihirli bir suya, hiç durmayan tatlı bir akıntıya dönüşüyor yaşlar.
Tam bu sırada, ay ışığının uyandırdığı ebedi orman yaratıkları çıkıyor her yandan.
Ağaçların kabukları saydamlaşıyor ve nymphe'lerin silüetleri görünüyor, ormanın dört bir yanından, yaşadıkları sulardan, dağlardan,taşlardan titrek naiadlar ortaya çıkıyor.
Byblis'in etrafına toplanıyorlar, dehşet içinde sesleniyorlar ona, gözyaşlarının toprağın içinde yılankavi çizgilerle usul usul yol aldığı, gözlerinden sellerin taştığı bu çocuğa.
Ne sesler, ne adımlar, ne de gece rüzgarı, Byblis başka hiçbir şeyi duymuyor yavaş yavaş sonsuzluğa dönüştüğü bu hissin dışında.
Gözyaşlarının oluşturduğu bu selin altında, derisi pürüzsüz bir mermer beyazı haline geliyor suların yıkadığı.
Rüzgar dalgalandıramayacak saçlarını bundan sonra.
Tamamen taşlaştı artık o.
Gölgeli bir ışık görüyor bir an için hala yanından ayrılmayan.
Birdenbire o da yok oluyor titreşerek; ama taze göz yaşları akıyor gözlerinden hala.
Ve böylece Byblis bir çeşmeye dönüşüyor."
Donnerstag, 10. Juli 2014
Dalaman-Dalyan Turu!
Sabahın erken saatlerinde Yalıkavak'tan harekete geçen tur otobüsünün kahvaltı için ilk durağı Muğla-Yatağan'da bulunan Pınarbaşı Tesisleri idi. Bilmeyen birisi için bulması biraz zor olsa da gidip görmenizi tavsiye ederim. Ne de olsa sora sora Bağdat bulunur.
Yeşillikler içerisinde bir cennet bahçesi burası. Kapıdan girer girmez 800 yıllık dev bir çınar karşılar sizleri. İnsanlar bu çınar ağacının altından dilek dileyerek 3 defa tur atarlar ki dilekleri kabul görsün.
Dilerseniz dağdan gelen buz gibi kaynak suyunun içerisine atılmış masalarda da kahavaltı yapmayı tercih edebilirsiniz. Sıcak günlerde inanılmaz serinletici ve rahatlatıcı.
Güzel bir kahvaltının ardından şöyle bir etrafı gezdik.
Ördeklerin su keyfine imrenmemek mümkün değil.
Yemyeşil bir orman içerisinde kuş sesleri ve su sesi eşliğinde huzur verici ve dinlendirici, keyifli bir atmosfer.
Hareket vakti geldi ve yola koyulduk.
Çıkışta bu güzel köy yolu ve keçiler dikkatimizi çekti ve biz de resmettik.
Burdan sonra duraklaya duraklaya Dalaman'da kalacağımız otele vardık. Gündüz spa ile dinlendik, akşam eğlendik derken ertesi gün Dalyan tekne turu için yola koyulduk.
Veee Dalyan'dayız... Dalyan ufak ama oldukça sevimli bir yer.
Buyurun! Tekne turundan kareler....
Tekne turunda ziyaret edeceğiniz önemli yerlerden biri Kaya mezarları. Mutlaka gidin. İztuzu sahilindeki soyu giderek tükenmekte olan caretta carettaları (deniz kaplumbağası) görün ve gölde kısa bir mola vererek mavi yengeç yemeyi ihmal etmeyin. İnanılmaz lezzetli ve besleyici bir protein kaynağı..!
Kaya mezarları Kaunos'luların eseridir ve Dalyan'ın en önemli simgelerinden biri haline gelmiştir. Arkeologlara göre antik Kaunos kentinin zenginliğini ve gücünü gösterir kaya mezarları.
İhtişamı ile görenleri büyüsüne kaptırır ve adeta tarihte ufak bir gezintiye alır götürür sizi. O dönemdeki imkanlar düşünüldüğünde akıl almaz incelikte muhteşem bir işçilik örneğine kapılır gidersiniz.
Kaunos'luların inanışına göre insanın mezarı ne kadar yüksekte olursa tanrıya o derece yakın olurmuş. Bu nedenle de kralların ve önemli kişilerin mezarları kayalara kazılırmış. Ölüler eşyaları ve malıyla gömülürmüş buraya.
Veee yumurtalarnı bırakmak için Dalyan İztuzu kumsalına gelen Caretata Carettalar...
Avrupa ülkelerinde çokça tüketilen ve genellikle turistler tarafından tercih gören mavi yengeç oldukça yüksek protein değerine sahip. Doymamış yağ asitleri ve birçok faydalı mineralleri nedeniyle de yerliler tarafından tüketimi yavaş yavaş yayılmaya başladı.
Başta Dalyan kanalları olmak üzere başka yerlerde de yayılım gösteren mavi yengecin etinde %14-16 oranında protein ve %1.4-1.5 oranında yağ bulunur. Bu bakımdan mavi yengeçler oldukça yararlı ve talep edilen bir besin kaynağı haline geldi.
Evet. Güzel geçen tekne turunun ardından ufak bir şehir gezisi sonrası otobüslere yerleştik ve Yalıkavak yoluna koyulduk.
Dönüş yolunda gün batarken yakaladığımız hoş manzaralar.
Ve yolculuk biter...
Her şey güzel. Gitmeye ve görmeye değer mükemmellikte yerler.
Biraz olsun sizlere o anları yaşatabildiysek ve sevdirebildiysek mutluyuz.
Saygılar, sevgiler ve tüm güzellikler sizlerle olsun..!
Labels:
Bodrum gayrimenkul,
bodrum kiralık villa,
bodrum villa,
caretta caretta,
dalaman,
dalyan,
dalyan kanalı,
deniz manzaralı villa,
gezi turları,
kaunos,
kaya mezarları
Montag, 16. Juni 2014
Bodrum Yalıkavak'ta 130m² Deniz Manzaralı Yeni Villa!!
Yalıkavak'ın sessiz sakin koylarından Tilkicik'te 6 yaşam alanından oluşan bakımlı bir site içerisindeki 130m² kullanım alanına sahip dubleks villa, 3 oda, 1 salon, ahşap dolaplı amerikan mutfak, 1 depo, 1 banyo ve 1 lavabodan oluşmaktadır.
Muhteşem bir Yalıkavak, Palmarina ve deniz manzarasına hakim 2 adet geniş balkonu ve geniş bahçe alanı mevcuttur.
Siteye ait yüzme havuzu bulunmaktadır. Sitede güvenlik hizmetlerinin yanısıra bahçıvanlık hizmetleri de sunulmaktadır.
Manzaralı ve açık terasa sahip yeni yapılmış dubleks villaya anında yerleşmeniz mümkün.
Denize mesafesi 500m,
Yalıkavak uluslararası yat limanı ve alışveriş merkezi Palmarina'ya 2km,
Göltürkbükü'ne 12km ve
Bodrum'a 20km mesafededir.
Göltürkbükü'ne 12km ve
Bodrum'a 20km mesafededir.
Ailenizle ve sevdiklerinizle birlikte huzurlu ve keyifli anlar sizleri bekliyor...
Abonnieren
Posts (Atom)